Kanser beraberinde getirdiği sağlık sorunlarının yanı sıra, maddi ve manevi yönden uzun süreli mücadele gerektiren bir hastalıktır. Dünyada her yıl 18 milyon kişinin yakalandığı ve 9,5 milyon kişinin ölümüne sebep olan kanser; yaş, cinsiyet, dil, din, ırk ayırımı yapmaksızın tüm insanları etkilemektedir. Kanserde benzer seyir devam ettiği takdirde, 2040 yılında 29,5 milyon yeni vakanın ortaya çıkması beklenmektedir. Ne yazık ki, yapılan tahminler önümüzdeki yıllarda gelişecek olan kanser olgularının önemli bir bölümünün az gelişmiş ülkelerde ortaya çıkacağını göstermektedir.
Ülkemizde en son resmi verilere göre kanser sıklığı erkeklerde yüz binde 259,9 kadınlarda ise yüz binde 183,2’dir. Böylece bir yıl içerisinde 176.934 kişiye kanser teşhisi konulmuştur.
Dünyada da erkekler arasında en sık görülen kanser türü akciğer iken; kadınlarda da 3. sırada önemini korumaktadır. 2018 yılında dünyada 2 milyona yakın yeni vaka ve 1,7 milyon ölüm gerçekleştiği tahmin edilmektedir. Akciğer kanseri dünya çapında ve ülkemizde kanserden kaynaklanan ölümlerin en yaygın nedenidir. Ülkemizde erkeklerde trakea, bronş ve akciğer kanseri (57,7/100.000 kişide YSH) ilk sırada yer alırken, kadınlarda ise (9,8/100.000 kişide YSH) bu kanser türü en sık görülen 5. kanser türü olmuştur. Türkiye de tanı alma medyan yaşı 64 olarak görülmekte, 40 yaşın altındaki bireylerde bu kansere daha nadir rastlanılmaktadır. Hastalık genellikle ileri evrelerde teşhis edilmekte, ülkemizde görülen vakaların %17’si lokalize, %28’i bölgesel, %55’i ise uzak yayılım grubu oluşturmaktadır.
Pek çok popülasyonda tütün içiciliği bu kanserin %80’inin nedenidir. Tütün tüketimindeki azalmayla akciğer kanseri görülme sıklığı da azalmaktadır. Akciğer kanserinin diğer nedenleri arasında mesleki (asbest, ağır metaller) ve çevresel maruziyetler (pasif içicilik, radon) sayılabilir. Toplumsal ve bireysel farkındalık ile bu kanserin sıklığının azaltılmasının mümkün olduğu unutulmamalıdır.
Bu kanser türü için etkin bir tarama yöntemi henüz mevcut olmayıp, tütün kontrolü akciğer kanserine karşı mücadelenin temel ve en etkin aracıdır. Ulusal Tütün Kontrol Programımız çerçevesinde toplumdaki tüm bireyleri, tütün ürünlerinin sağlık, ekonomik, çevresel ve sosyal zararlarından korumak amaçlanmaktadır.
Akciğer kanseri; yapısal olarak normal akciğer dokusundan olan hücrelerin ihtiyaç ve kontrol dışı çoğalarak akciğer içinde bir kitle (tümör) oluşturmasıdır. Burada oluşan kitle öncelikle bulunduğu ortamda büyür, daha ileriki aşamalarda ise çevre dokulara veya dolaşım yoluyla uzak oranlara yayılarak (karaciğer, kemik, beyin vb. gibi) hasara yol açarlar. Bu yayılmaya metastaz adı verilir.
Akciğer Kanseri Risk Faktörleri;
Tütün ve tütün ürünleri kullanımı: Sigara kullanımı akciğer kanserinin en sık görülen nedenidir. Günlük içilen sigara sayısı, sigara içme süresi, erken başlama yaşı, dumanı derin çekme ve katran miktarı ile kanser gelişme riski artar. Sigara dumanında 4000’den fazla kimyasal ve 70’den fazla kanser oluşumuna neden olan madde olduğu bilinmektedir. Sigara dumanına pasif olarak maruz kalınması da akciğer kanseri riskini arttırmaktadır. Kendileri sigara içmedikleri halde ev veya işyerlerinde pasif olarak dumana maruz kalan kişilerde akciğer kanseri gelişme riski % 20-30 artmaktadır. Akciğer kanseri hiç sigara kullanmamış kişilerde de görülebilmektedir. Sigaranın bırakılması durumunda akciğer kanseri olasılığı zamanla azalmakta ve sigara bırakıldıktan 10-20 yıl sonra hiç içmemişlerin düzeyine yaklaşmaktadır.
Asbest: Bazı toprak ve kayalarda bulunan saç gibi ince liflerdir. Doğal bir mineral olup yanmaz ve yalıtkan özellikleri nedeniyle inşaat ve bazı üretim işlerinde (gemi, izolasyon ve otomotiv) kullanılmıştır. Bu tür işlerde çalışan kişilerde mesleksel olarak asbest liflerine temas söz konusu olabilir. Bununla birlikte ülkemizde bazı bölgelerde toprağın doğal yapısında bulunduğundan çevresel temas da önemlidir. Solunum havası ile alındığı zaman asbest lifleri akciğeri zedeler ve sonunda bir çeşit akciğer kanseri olan mezotelyoma gelişir. Asbest teması akciğer kanseri olasılığını 1.5-5.4 kat arttırırken, sigara içen kişilerde bu risk daha fazladır.
Radon Gazı: Evlerde, toprakta doğal olarak bulunan, kokusuz radyoaktif bir gazdır. Ev içi radon maruziyetinin en önemli kısmı binanın temelindeki toprak ve kayalardır.
Verem hastalığı (tüberküloz): Bu hastalığın yerleştiği akciğer alanında sonradan akciğer kanseri gelişebilir.
Daha önceden akciğer kanseri geçirmiş olmak: Bir kere akciğer kanseri nedeniyle ameliyat olmuş veya ışın tedavisi uygulanmış olanlarda ikinci bir kanser gelişme riski vardır. Sigara içmek bu riski ayrıca arttırır.
Bazı kimyasalların uzun süreli solunması (arsenik, berilyum, kadmiyum, uranyum, vinil klorid, nikel kromat, kömür ürünleri, petrol ürünleri gibi kansere yol açan kimyasallara maruziyet)
Radyoterapi öyküsü
Yüksek düzeyde hava kirliliği
Ailede akciğer kanseri öyküsü olması
Akciğer Kanseri Belirtileri Nelerdir?
Akciğer kanserinin neden olduğu bulgu ve şikâyetlerin oluşumu için birkaç yıl geçer ve hastalık ileri evreye gelinceye kadar fark edilmeyebilir.
Akciğer kanseri tanısı konulan hastalarda belirtiler tümörün akciğer içindeki yerleşimine, büyüklüğüne, yayılım yerine ve yayılma derecesine bağlı olarak çeşitlilik gösterir.
Tümörün kendisinin ve göğüs içi yayılımına bağlı en sık belirtiler;
Geçmeyen veya giderek kötüleşen öksürük
Öksürürken kan veya kanlı balgam çıkarmak
Derin nefes alırken, öksürürken veya gülerken kötüleşen göğüs ağrısı
İştahsızlık, halsizlik, yorgunluk ve kilo kaybı
Ses kısıklığı
Nefes darlığı
Sürekli tekrarlayan veya geçmeyen bronşit veya zatürre gibi akciğer enfeksiyonları
Tanı Nasıl Konulur?
Düz akciğer röntgenleri ile akciğerde kitle görülen hastalara öncelikle bilgisayarlı tomografi çekilir. Elde edilen üç boyutlu görüntü ile kitleye nasıl ulaşılabileceğine karar verilir. Hastadan ya tomografi rehberliğinde ya da bronkoskopi dediğimiz ince bükülebilir bir tüple akciğerine ulaşılarak iğneyle parça alınır. Bu işleme biyopsi adı verilir. Gerekli görüldüğü takdirde farklı görüntüleme tetkikleri de yapılabilir.
Tedavi
Her hastanın tedavisi farklılık göstermekte olup, tedavi kararında hastalığın yeri, evresi, hastanın yaşı ve diğer sağlık sorunları gibi birden fazla faktör etkilidir. Multidisipliner bir çalışma gerektiren bu tedaviler; cerrahi, hedefe yönelik tedaviler radyoterapi, kemoterapi gibi farklı seçenekleri içermektedir.